Kısa diyet denemeleri yanıltıcıdır
Kişisel Gelişim, Yeme - İçme

Kısa Süreli Diyet Denemeleri Başarısızlığa Mahkûm

Kısa Süreli Diyet Denemeleri Başarısızlığa Mahkûm.

Diyet dünyasında her gün yeni bir “mucize çözüm” duyuyoruz. İki haftada şu kadar kilo verin, bir ayda vücudunuzu baştan yaratın… Fakat bilim insanları size söylemediğim bir gerçek var: Bilimsel araştırmaların büyük kısmı, daha başlamadan bitmeye mahkûm. Harvard Tıp Fakültesi profesörü David Ludwig ve Pennsylvania Üniversitesi’nden Mary Putt’un BMJ’de yayınlanan son makalesi tam da bu acı gerçeği yüzümüze vuruyor.

İki Haftalık Deneyler Bize Ne Anlatabilir Ki?

Şöyle düşünün: Hayatında hiç spor yapmamış birine iki hafta boyunca yoğun bir antrenman programı verseniz, sonunda muhtemelen bitkin ve ağrılar içinde olacaktır. Buradan “egzersiz sağlığa zararlıdır” sonucunu çıkarır mıydınız? Tabii ki hayır! Ama nedense beslenme araştırmalarında tam olarak bu mantıksızlığı yapıyoruz.

NIH’in 170 milyon dolarlık “Precision Health” programı tam da bu tuzağa düşüyor. Program, üç farklı diyeti (geleneksel sağlıklı, ultra-işlenmiş ve düşük karbonhidratlı) incelemeyi hedefliyor. Binlerce gönüllü, tamamen hazırlanmış yemeklerle beslenecek, hatta bazıları yatılı olarak gözlemlenecek. Tek sorun: Bu diyetler sadece iki hafta sürecek!

Kısa diyet denemeleri yanıltıcıdır çünkü vücudun bir beslenme değişikliğine uyum sağlaması haftalar, hatta aylar alır. Mesela ketojenik diyete başlayanların yaşadığı “keto gribi” dediğimiz yorgunluk ve halsizlik durumu gibi geçici etkiler, diyetin uzun vadeli faydalarını gölgeleyebilir.

Çapraz Tasarımlı Araştırmaların Tuzakları

Daha da kötüsü, bu çalışmalar “çapraz tasarım” kullanıyor. Yani katılımcılar sırayla üç diyeti de deniyor. Bu yaklaşım maliyeti düşürüyor ama bir diyetin etkileri diğerine karışabiliyor.

Makalenin yazarları bunu şöyle açıklıyor: Düşük karbonhidratlı diyete geçen biri önce keto gribi yaşayabilir ve sonra geleneksel diyete geçtiğinde rahatlar. Bu da, düşük karbonhidratlı diyeti olduğundan daha kötü, geleneksel diyeti ise daha iyi gösterebilir. İstatistikçiler buna “carry-over effect” diyor ve bu tür etkilerin çalışma sonuçlarını geçersiz kılabileceğini biliyorlar.

Yazarların belirttiği gibi, kısa diyet denemeleri yanıltıcıdır ve hatta potansiyel olarak yanıltıcı sonuçlar üretebilir – sağlıklı bir diyeti kötü, sağlıksız bir diyeti iyi gösterebilir.

Gerçekten Neye İhtiyacımız Var?

Uzun vadeli, en az iki yıl süren çalışmalar. Kronik hastalıklar yıllarca, onlarca yıl süren beslenme alışkanlıklarıyla gelişir. İki haftalık bir çalışmayla bunları anlamaya çalışmak, okyanusun derinliğini çay kaşığıyla ölçmeye benzer.

Hükümet, Nutrition for Precision Health programına aktardığı 170 milyon doları, birkaç uzun vadeli diyeti test eden çalışmalara aktarsaydı, beslenme bilimi için çok daha değerli bilgiler üretebilirdik. Mevcut araştırma, tüm teknolojik gösterişine rağmen, temel soruları cevaplayamayacak.

Kısa diyet denemeleri yanıltıcıdır, bu yüzden 21. yüzyılda hâlâ “hangi diyet en iyisi?” tartışmasını sürdürüyoruz. Bir ilacı iki haftalık testlerle onaylamazdık, o halde neden diyetleri bu kadar kısa sürede değerlendirmeye çalışıyoruz?

Ludwig ve Putt’un STAT News’de yayınlanan bu makalesi, beslenme biliminin yöntemsel zayıflıklarını ortaya koyuyor ve daha iyi araştırmalara olan ihtiyacı vurguluyor. Sonuçta söyleyebilirim ki, bir sonraki “iki haftada mucize” diyet haberi gördüğünüzde, biraz şüpheyle yaklaşın. Çünkü kısa diyet denemeleri yanıltıcıdır ve gerçek değişim, uzun vadeli yaklaşımlarla gelir.

Benzer yazılar için BURAYA lütfen 🙂

Kısa Süreli Diyet Denemeleri Başarısızlığa Mahkûm ‘ım için kaynak merak edenler lütfen BURAYA .

Bir yanıt yazın