Türk mitolojisinde tanrı inancı
Türk Olmak Üzerine

Eski Türk İnancında Tanrı Kavramı ve Şamanist Geleneğin İzleri: Tengri’den Umay’a…

Türk mitolojisinde tanrı inancı, kadim Türk topluluklarının gökyüzüne, doğaya ve ruhsal varlıklara bakışını anlamak açısından son derece önemlidir. Bu inanç sistemi, sadece soyut bir tanrıya değil; aynı zamanda doğada somut olarak gözlemlenebilen unsurların kutsanmasına da dayanır. Tengri, Ülgen, Umay ve Ayısıt gibi figürler, Türk kozmolojisinin merkezinde yer alır ve Şamanist geleneklerle bütünleşir.

DALL·E-2025-03-25-09.35.31-A-mythical-Turkic-shamanic-scene-at-night-under-a-starry-sky-showing-a-wise-old-shaman-performing-a-ritual-with-a-glowing-drum-surrounded-by-spirit- Eski Türk İnancında Tanrı Kavramı ve Şamanist Geleneğin İzleri: Tengri’den Umay’a...

Tengri (veya Tanrı), Gök Türk metinlerinde hem “gök” hem de “ilahî varlık” anlamına gelir. Ancak bu iki anlam zamanla ayrışmıştır. Gökyüzü yani fiziksel anlamda sema için “kök” kelimesi kullanılırken, ilahî güç için “Tengri” adı verilmiştir. Kaşgarlı Mahmud, “Tengri” kelimesini açıklarken “Allahu azze ve celle” ile eşleştirmiş ve kâfirlerin göğe ve büyük nesnelere de bu ismi verdiğini belirtmiştir. Bu, eski Türklerde hem doğaya hem de ilahi güce duyulan saygının bir göstergesidir.

Türk mitolojisinde tanrı inancı sadece tek bir kutsal varlığa yönelmemiştir. Altaylılardan Yakutlara kadar birçok Türk topluluğunda çok tanrılı bir inanç sistemi görülür. Ülgen, bu inanç sisteminde iyiliğin ve yaratımın sembolüdür. Altay mitolojisine göre Ülgen, ayın ve güneşin ötesinde, yıldızların üzerinde yaşar. İnsan şeklindedir ve yaratıcı güç olarak anılır. Yedi oğlu ve dokuz kızı vardır. Oğulları koruyucu ruhlar, kızları ise şamanlara ilham veren varlıklardır.

Ülgen’in en dikkat çeken yardımcı ruhlarından biri Yayık’tır. Yayık, şaman ile Ülgen arasında aracılık yapar ve kötü ruhlara karşı koruma sağlar. Onun dışında Suyla, Karlık ve Utkuçı gibi ruhlar da Ülgen’in hizmetindedir. Bu ruhlar, Şaman ayinlerinde önemli roller üstlenir.

Diğer bir kutsal figür olan Umay, doğurganlık ve koruyuculuk özellikleriyle bilinir. Gök Türk Yazıtlarında adı geçen Umay, çocukları ve anneleri koruyan dişi bir tanrıdır. Mahmud Kaşgari, Umay’ın doğumdan sonra çıkan plasenta anlamına geldiğini, kadınların Umay’a tapındığında erkek çocuk sahibi olacaklarına inandığını belirtir. Türk mitolojisinde tanrı inancı, Umay’ın annelik figürüyle birleşerek doğurganlıkla kutsanmıştır.

Yakut mitolojisinde Umay’ın yerini Ayısıt adı verilen dişi ruhlar alır. Ayısıt’lar, gebelik, doğum ve bereketle ilişkilendirilir. Özellikle çocukların doğumu sırasında etkin olan bu ruhlar, doğmamış bebeklere “kut” üfleyerek can verirler. Kuşlar, Ayısıt’ların sembolüdür ve kutsal kabul edilir. Bugün hâlâ Yakut kadınları, doğurganlık için Ayısıt’a dua eder ve evlerini temiz tutarak onları memnun etmeye çalışırlar.

Türk mitolojisinde tanrı inancı, sadece tanrıları değil, aynı zamanda doğa unsurlarını ve ruhani varlıkları da kapsayan geniş ve çok katmanlı bir inanç sistemidir. Bu sistemde dağlar, ırmaklar, ağaçlar ve hatta yıldızlar bile kutsal sayılmıştır. Bu doğa merkezli inanç yapısı, Türk halklarının çevrelerine olan saygılarını da açıklamaktadır.

Orhon Yazıtları’nda “üstte gök tengri, altta yağız yer yaratıldıkta…” cümlesi, gök ve yerin bile yaratılmış olduğu ve Tanrı’nın üstte olduğu inancını yansıtır. Bu da İslami dönem öncesinde bile tek yaratıcı inancına yakın bir kavramın varlığını düşündürür.

Türk mitolojisinde tanrı inancı, İslamiyet’in kabulüyle birlikte dönüşüm geçirmiş, ancak kökleri itibarıyla şamanizm ve doğa inancına dayalı bu yapı halk kültüründe yaşamaya devam etmiştir. Bugün bile Anadolu’da çocukları koruyan “melek” benzeri varlıklar ya da nazar duaları bu eski inançların uzantılarıdır.

Şaman dualarında geçen “bu gökteki bir tanrı” ifadesi, Tengri’nin zamanla Allah kavramıyla özdeşleştirildiğini gösterir. Ancak Tengri kavramı sadece bir Tanrı değil, aynı zamanda göklerin ruhu olarak da anlaşılmıştır. İşte bu nedenle Türk mitolojisinde tanrı inancı, hem metafizik hem de fiziksel unsurlarla iç içe geçmiş eşsiz bir sistemdir.

Kaynakça: Abdulkadir Inan – Eski Turk Dini Tarihi

Bir yanıt yazın